Bu Blogda Ara

29 Mart 2011 Salı

Jose Saramago-Körlük



    Nobel ödüllü, Portekizli  yazar Jose Saramago'nun sarsıcı bir romanı olan Körlük 2008 yılında sinemaya uyarlandı.Araba kullanmakta olan bir adam, yeşil ışığın yanmasını beklerken ansızın körleşir. Körlüğü, başvurduğu doktora da bulaşır. Bu körlük, bir salgın hastalık gibi bütün kente hızla yayılır ve hükümet körleri karantinaya almaya başlar. Körlük öldürücü olmasa da tüm ahlaki değerleri yok etmeyi başarır.
    Romanda hiçbir karakterin adı yoktur.Karakterler  doktorun karısı,1. kör, taksi sürücüsü, hırsız, siyah gözlüklü kadın...gibi unvanlarla anılırAynı belirsizlik konunun hangi ülkede hangi şehirde geçtiği konusunda da vardır.Romanda olaylar zaman zaman Doktorun Karısı'nın gözünden aktarilir.Doktorun karısı kör değildir ancak kör taklidi yaparak eşiyle beraber karantinada yaşar.Karantinadakiler dişarıdan kendilerine gönderilen yiyeceklerle yaşamlarini sürdürürler.Ancak içerideki yaşam salgının önlenememesiyle insani değerlerin yok olduğu bir noktaya gelir.



                          Başlarda hastane görünümü taşıyan karantina merkezi zamanla hapishaneye hatta neredeyse bir toplama kampına dönüşür.Karantinada bir grup ele geçirdikleri silahla çeteleşir ve tüm yiyecek kontrolünü eline geçirir.Çetenin başindakilerden biri ise diğerlerinin aksine doğuştan kör olan ve öteki körlere göre doğuştan gelen bu üstünlüğünü koruyan adam vardır!
                          Eser  politik bir alegori olarak düşünüldüğünde ise Saramago'nun  sözde demokratik kurumlarin düştüğü ( ya da düşeceği)  çıkmazları, körlük metaforuyla da insan doğasının karanlık yönlerini göstermeyi amaçladığı düşünülebilir.İsmi verilmese de uygarlığın uç noktalarına erişmiş bir toplumun bütün bir sistemi nasıl kolayca yok edebileceğini görürüz Körlük romanında.

                           Filmde ve romanda en çok eleştiri konusu olan noktalardan biri doktorun karısının(filmde Julian Moore canlandırıyor) gözleri görmesine rağmen neden harekete geçmekte zayıf kaldığı, nasıl olup da çetenin elindeki silahı alamadığı sorususudur.Doktorun karısı özünde iyi, fedakar bir insan olsa da gerçekten harekete geçme konusunda zayıftır, belki de bu karakter aracılığıyla Saramago eleştirisini toplumun gören gözlerine, topluma yön verme kabiliyeti olan- ancak bir noktada eksik kalan- kesime yöneltmiştir.Romanda da doktorun karısı baş anlatıcı değildir, olaylar zaman zaman onun gözünden anlatılır.
Filmde en tartışılan karakter olan-özellikle Holywood tarzı filmlere aşina olan  her şeyi çözen olağanüstü kahramanlar bekleyen seyircinin beklentilerini boşa çıkarır-doktorun karısı romanda ise hakkında en çok yorum yapılabilecek karaktertir.
                         Romana göre takip edilmesi oldukça kolay olan film, insanı zaman zaman rahatsız edebilecek sahneler  barındırsa da izlenmeye değer.                 

                                                                A. Özünal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder